Dolar
38,2399
Euro
44,1311
© 2025 Demokrat Bakış - Son Dakika Haberleri Burada
Haber Yazılımı: Aladağ Bilişim

Erdoğan, Türksat 6A Töreninde Konuştu: "Milli Gurur, Muhalefete Eleştiri"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türksat 6A'nın hizmete alınma töreninde konuştu. Uydunun milli başarı olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin kendi uydusunu üreten 11 ülkeden biri olduğunu belirtti ve muhalefeti Gazze üzerinden istismar siyaseti yapmakla eleştirdi.

Yayınlanma
Güncelleme
8 Dk Okuma Süresi

Türksat 6A'nın hizmete girmesiyle Türkiye'nin uydu kapasitesi arttı. Törende konuşan Erdoğan, yerli uydu üretimini överken, geçmişteki iç çekişmeleri hatırlatarak güncel muhalefet eylemlerini eleştirdi ve Gazze konusundaki tutumlarını hedef aldı.

Önemli Noktalar:

  • Türkiye'nin ilk yerli üretim haberleşme uydusu Türksat 6A, başarılı fırlatmasının ardından hizmete girdi.
  • En az 15 yıl görev yapacak olan Türksat 6A, Türkiye'nin haberleşme uydu filosunu 6'ya, toplam uydu sayısını 10'a çıkardı.
  • Yüzde 80'in üzerinde yerlilik oranıyla geliştirilen uydu, Türkiye'yi kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri yaptı.
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başarıyı geçmişteki "yapamayız" anlayışına karşı bir zafer ve milli bir gurur kaynağı olarak nitelendirdi.
  • Uydu sayesinde Türksat'ın kapsama alanı 5 milyar nüfusa ulaşacak ve Asya'da yeni bölgeleri kapsayacak.
  • Erdoğan, bu teknolojik adımı geçmişteki iç çekişmelerle kıyaslayarak, güncel muhalefet eylemlerini benzer bir istikrarsızlık çabası olarak değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türksat'ın Gölbaşı'ndaki tesislerinde düzenlenen 'Türksat 6A Hizmete Alma Töreni' sırasında bir konuşma yaptı.

Erdoğan, Türkiye'nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu olan Türksat 6A'nın 9 Temmuz 2024 tarihinde uzaya gönderildiğini anımsatarak, "İlk test yayınını 17 Şubat'ta yapmıştık. Tüm süreçler sorunsuz tamamlandı. Türksat 6A'nın ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Projenin başarıyla ilerletilmesine emeği geçen kardeşlerime teşekkür ediyorum. En az 15 yıl hizmet verecek Türksat 6A ile birlikte, Türksat'ın işlettiği haberleşme uydularının sayısı 6'ya, uzaydaki uydularımızın toplam mevcudu da 10'a yükselmiş oluyor.

 Yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydumuz, televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacak. Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan Türksat 6A ile televizyon yayını yaptığımız uydularımızı artık yedekleyebileceğiz" dedi.

Türkiye'nin Uydu Üretim Kapasitesi ve Milli Gurur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, haberleşme uyduları gibi kritik teknolojilerin dış kaynaklara bağımlı olmadan üretilmesinin milli güvenlik açısından büyük önem taşıdığını belirterek, "Yüzde 80'nin üzerinde yerlilik oranıyla, 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz Türksat 6A ile birlikte Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz yerli ve milli teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda, 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür. 

Bu noktaya gelmemiz elbette kolay olmadı. Evvela hayata geçirdiğimiz teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularımızın üretiminde Türksat mühendislerimizin de yer almasını sağladık. Devamında 5A ve 5B uydularımızın yapımında 12 mühendisimizi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dahil ettik. Bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiği aştık. Böylece en yüksek yerlilik oranına sahip Türksat 6A uydumuzu üretme imkan, yetenek ve tecrübesine sahip olduk.

 'Yapamayız' diyenlere inat, 'Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız' dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında 'bizden bir şey olmaz' diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir" ifadelerini kullandı.

Genişleyen Kapsama Alanı ve Teknolojik Kazanımlar

TÜRKSAT'ın hizmet verdiği coğrafyanın Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya'yı da içerecek şekilde genişleyeceğini belirten Erdoğan, şunları ekledi: 

"Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek. Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde ülkemiz artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacak. Devrim niteliğindeki bu projeyle yerli ve milli bir haberleşme uydusu platformuna sahip olduk. Ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte, uydu üretim ekosistemi kurarak birçok kurum ve kuruluşumuzun uzay sanayine katkı vermesini sağladık. Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. 

Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik, ihracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60'ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik. Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle milli uydu markamızı oluşturma ve milli uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsat yakalamış bulunuyoruz. Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz" diye konuştu.

Geçmişin Engelleri ve Güncel Siyasi Değerlendirmeler

Türkiye'nin önünde tarihi bir fırsat bulunduğunu ifade eden Erdoğan

"Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız. Hiç kimsenin şahsi ikbali özellikle bu uğurda, bu fırsatı heba etmesine izin veremeyiz. Daha önce dünyada benzer değişimler olurken maalesef Türkiye kendi çekişmeleriyle meşguldü. Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. 

Türkiye'nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek Türkiye'yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken hatırlayın, bu ülkenin gündemi başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irticaydı, yeşil sermayeydi. 

Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye'yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti. Millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık" dedi.

Muhalefete Yönelik Eleştiriler ve 'Gazze İstismarı' İddiası

Erdoğan, gümrük tarifelerinin belirlenmesiyle küresel ticaret kurallarının temelden değiştiğine işaret ederek, şunları kaydetti: 

"Mevcut krizler çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıyoruz. Uluslararası sistem, Gazze'deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybetti. Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zeka teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Eski sistem hızla yıkılırken yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. 

Türkiye'nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak, her platformda daha fazla zikrediliyor ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye'nin Batı'ya ve Batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikayet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor. 

Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken 'Bize ne Filistin'den' diyerek, tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere 'terörist' iftirası attıkları bir insani trajediden, siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalıştığının gayet farkında. 

Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükümet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak, onların tuzağına düşmüyoruz. Geçen hafta ülkemizin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli'nin kazılarına başlayarak hamdolsun neticeyi alıyoruz. Yine geçen hafta, İstanbul Havalimanı'nda eş zamanlı 3'lü bağımsız pist dönemini başlattık. Türkiye, Amerika'dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke oldu. Muhalefetin 'Oraya uçak inmez' dediği havalimanına artık aynı anda 3 uçak inip kalkıyor" ifadelerini kullandı.